Süresinde Düzenlenmeyen Faturaların Alıcı Ve Satıcı Açısından Sonuçları

         Bilindiği üzere muhasebenin en temel vazgeçilmez öğelerinden birisidir fatura.Dolayısıyla faturaların zamanında düzenlenmesi ve zamanında kaydedilmesi muhasebenin temel kavramlarından dönemsellik kavramı gereğince şirketlerin veya ticarethanelerin faaliyetleri sonucu oluşacak olan kar ve zarar tablolarının sağlıklı biçimde çıkmasını, ve  doğru vergilendirilmesini, borsaya açık şirketlerde yatırımcıların doğru bir mali tablo ile bilgilendirilmesi açısından ve ilgili diğer kurum ve kuruluşların   sağlıklı bir kanıya varması açısından da çok önem arz etmektedir.

         Gelelim en önemli noktaya  peki fatura düzenleme süresini kaçırmakla nelerle karşı  karşıya geleceğimizi hem Vergi Usul Kanunu, hem KDV Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu açısından kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra bu konuda verilmiş olan bir Danıştay Kararı ile Alıcı açsından fatura almamanın neler getirebileceğini daha da somutlaştırmış olalım.Bu konu sadece fatura keseni etkilemediğinden özellikle Danıştay 3.Dairesinin vermiş olduğu kararı makalemize ekleme gereği duydum.

1-Vergi Usul Kanunu Yönünden;

         213 sayılı Vergi Usul Kanunu, faturanın düzenlenmesini ve kayıt altına alınmasını belirli zaman dilimleri ile sınırlamıştır. Kanunun 231/1. maddesi uyarınca fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenmelidir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. Faturaların kayıt zamanına ilişkin olarak ise, 219. madde de 10 günlük bir süre sınırı getirilmiştir. Ancak, kayıtların muhasebe fişlerine istinaden yapılması durumunda bu sürenin 45 gün olarak uygulanacağı belirtilmiştir.

         Örneklemek gerekirse, 100.000TL tutarında bir işleme ilişki fatura tarafınızca hiç düzenlenmedi veya süresinden sonra düzenlendi. Bu durumda, adınıza 10.000TL (100.000 x 0,10) tutarında özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Belirtmek gerekir ki, faturanın alıcısı da satıcısı da olsanız aynı sonuca muhatap olacaksınız.

         Konuyu BA-BS  beyanları açısından değerlendirdiğimizde de eğer 5.000,00 TL'lik beyan sınırını geçen bir fatura ise zamanında beyan edilmediyse makalemizin ana konusu olmadığı için cezalar açısından detayına girmeyeceğim bildirim sürelerine göre ayrı ayrı cezaları mevcut olup bununla da muhatap olabilirsiniz.

2-Kurumlar Vergisi Yönünden;

         5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6. maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safı kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla burada yapmış olduğumuz açıklamalar gelir vergisi açısından da aynı anlamı ifade etmektedir.Ticari kazancın tespitinde "tahakkuk esası ilkesi" ve "dönemsellik ilkesi" olmak üzere iki temel ilke geçerlidir.

         KVK nun ilgili maddesi ışığında baktığımızda geçmiş yıla ilişkin faturaların gelir veya gider unsuru olarak kayıtlara alınamamasının eğer gelir faturası ise vergi ziyaı ve gecikme zammı gibi,  gider veya maliyet unsuru ise firmanızın vergi yükünü arttıracağı gider veya maliyet unsurunu eksik  olarak gösterdiğinizden dolayı daha fazla kurumlar vergisi ile karşı karşıya kalacağınız malumdur.Sektörel brüt kar marjınızı da etkileyeceği aşikardır.

 3-Katma Değer Vergisi Yönünden;

         Katma Değer Vergisi Yönünden baktığımızda 3065 sayılı KDV Kanununun 10. maddesinde; vergiyi doğuran olayın; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında doğacağı hüküm altına alınmıştır.

         KDV yönünden firmaların kendi KDV devreden durumlarıyla değerlendirmek daha doğru olacaktır.Gelir veya Gider yönünden baktığımızda Devreden kdv si olmayan firma açsından KDV vergi ödemesi ,vergi ziyaı veya gecikme zamlarıyla karşı karşıya kalabilirsiz.Yeni yapılan düzenleme ile geçmiş yıl işlenmeyen faturaların ilgili yılı aşmamak kaydıyla işlenebileceği aşikardır.Konumuz olmadığı için detayına girmiyorum Bakmak isteyen arkadaşlar ilgili tebliğe bakabilir."15 Şubat 2019 Tarihli ve 30687 Sayılı Resmi Gazete'de KDV indirim ve iade uygulamasına ilişkin önemli açıklamaların yer aldığı "23 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"

         Aşağıdaki Danıştay 3. Dairesinin vermiş olduğu karar Fatura alıcı yönünden bir karardır.Faturayı almadığınızda da özel usulsüzlük cezasıyla muhatap oluyorsunuz, kısaca değerlendirdiğimizde firmaların kiraya verdiği işyerleri veya konutlarla ilgili  aylık zaman dilimlerinde kesilmesi gereken aylık olarak düzenlenmemektedir.Bu konu bir çok firma tarafından doğru bilinen yanlış olarak uygulanmaktadır.Sıkça  yapılan bir hata olarak göze çarpmaktadır. Kiraya veren firmalar kendi KDV Devreden durumunun  müsaitliğine bakarak  3 ay da bir  toplu fatura düzenlemektedirler.Özel usulsüzlük cezasıyla ve diğer cezalarla  muhatap olamamak için kira faturalarınızı aylık olarak kesmenizi tavsiye ediyoruz.Firmanızın gelir ve KDV durumunu gözeterek yıllık olarak ta kira faturalarını  kesmeniz mümkündür.

Danıştay 3. Daire

Tarih    : 08.03.2018

Esas No : 2014/8972

Karar No  : 2018/1227

VUK. Md. 231, 353

YASAL SÜRESİNDE DÜZENLENMEYEN FATURANIN ALICI YÖNÜNDEN SONUÇLARI

Yasal süresinden sonra düzenlenmiş fatura hiç düzenlenmemiş sayılacağından, yasal süre geçtikten sonra düzenlenen faturanın ödediği işyeri kira bedeli karşılığında fatura alması gereken davacı yönünden hiç alınmamış sayılacağı ve bu durumun özel usulsüzlük cezasını gerektireceği hk.

İstemin Özeti: Davacı şirketin işyerinde yapılan denetim üzerine düzenlenen tutanakta, Ocak ile Şubat 2013 dönemi kira faturalarının süresinden sonra Mart 2013 döneminde alındığının tespit edilmesi üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı dava açılmıştır. Vergi Mahkemesinin kararıyla; söz konusu tutanak düzenlenmeden önce yasal süresinden sonra da olsa faturanın tanzim edildiği ve davacı tarafından alındığı, dolayısıyla fatura almama fiilinin bulunmadığı, öte yandan aynı Kanun’un 231. maddesinin 5. fıkrasında herhangi bir cezai yaptırımın öngörülmediği gerekçesiyle ceza kaldırılmıştır. Davalı idare tarafından, sözü edilen yasal düzenlemede, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içinde düzenlenmeyen faturaların düzenlenmemiş sayılacağının hükme bağlandığı, dolayısıyla tutanağa istinaden kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa, sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları; 231. maddesinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenemeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı; 353. maddenin 1.  bendinde, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağlardan farklı meblağlara yer verilmesi halinde, bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için maddede belirtilen miktardan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının % 10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.

Fatura düzenleme yükümlülüğü olanların bu faturayı malın teslimi tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde düzenlemesi gerektiği, bu süre geçtikten sonra düzenlenecek faturanın hiç düzenlenmemiş, dolayısıyla alınmamış sayılacağı ve bu durumun özel usulsüzlük cezasını gerektireceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket yetkilisi nezdinde tanzim edilen 09.07.2013 tarihli tutanakla, davacı şirketin işyerinin kiralık olduğu, mülk sahibince Ocak ve Şubat 2013 dönemlerine ilişkin faturaların Mart 2013 döneminde düzenlendiğinin saptanması üzerine yasal süre geçtikten sonra fatura alınması nedeniyle dava konusu özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, özel usulsüzlük cezasına konu faturaların yasal süresinden sonra düzenlendiği hususu çekişmesiz olup, yasal süresinden sonra düzenlenmiş faturanın hiç düzenlenmemiş, davacı yönünden ise alınmamış kabul edileceği dikkate alındığında, kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığından yazılı gerekçeyle cezanın kaldırılmasına ilişkin Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi(*).

(*)         KARŞI OY: Davacı adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran vergi mahkemesi kararına yöneltilen temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.

                                                                        Mali Müşavir Tacettin Yazıcı

            Görüş ve önerileriniz ve sorularınız için [email protected] adresine mail atabilirsiniz.

           

E-posta Girişi
E-Mükellef Girişi